TR: Sofyalı Sokak No:34, Türkiye’deki ilk restorasyonumdu. Dairemi restore ederken kendimi tutamayıp tüm binanın cephesini, merdiven kovasını ve bodrumları restore etmiş buldum. Restorasyon merakımı motive eden bir projeydi. Eskiden her bina ahşap panjurluyken günümüze hemen hemen hiçbiri ulaşmamış vaziyette. İstanbul’da ilk panjur iadesi herhalde bu binada yapıldı. Tam anlamıyla her tarafı hareketli, eskinin birebir kopyası panjurlar. Dairede orijinal kapılar ve yer tahtaları olduğu gibi korundu. Eksik fazla bir şey yoktu, sadece yıpranmıştı. Giyotin pencereler yeniden kendi marangozhanemde üretildi. Kapatılarak içeri dahil edilmiş olan balkon açıldı, orijinal balkon demirleri ortaya çıkartıldı. İlk yer vitrinim daireye girişe ilave edildi.
Cephede taş ustaları çalışarak bozulmuş, düşmekte olan cephe süslerini restore etti. Giriş kattaki muhdes fayanslar söküldü ve taş giriş ortaya çıkartıldı. Kat kat boyanmış olan mermer elibelindeler (payandalar) temizlenerek ortaya çıkartıldı. Mahalledeki ikinci restore edilen bina oldu.
Önüne mor salkımı da ekilerek İstanbul’a teslim edildi.
EN: Sofyalı Sokak 34, was my first restoration project in Turkey. I started with my flat then I could not hold myself back from restoring the whole building. It is the first building where wooden shutters have been restituted (only the top floor unfortunately.) The multifunctional shutters with complete mobile parts as the old masters used to do. The original existing features like doors, wooden floors have all been kept and restored. The sash windows have been reproduced in my Carpenter shop. The balcony was included in the flat with aluminum construction. Removing this addition we found out that the balcony railing was still there and intact. My first floor window is added at the entrance.
Stone masters worked at the façade reproducing the missing pieces or fixing the precarious façade decorations. The entrance level was covered with bathroom tiles. The stonework underneath has been uncovered and restored. The buttresses under the bow window have been stripped off from layers of paint and Istanbul’s most commonly used Marmara Marble started to shine again. It is the second restored building in the whole neighborhood.
After planting my first wisteria, the building has been handed over to Istanbul.